The Speech (Nutuk) English Edition

£9.9
FREE Shipping

The Speech (Nutuk) English Edition

The Speech (Nutuk) English Edition

RRP: £99
Price: £9.9
£9.9 FREE Shipping

In stock

We accept the following payment methods

Description

Ulgen, Fatma (2010). "Reading Mustafa Kemal Atatürk on the Armenian genocide of 1915". Patterns of Prejudice. 44 (4): 369–391. doi: 10.1080/0031322X.2010.510719. PMID 20857578. S2CID 25565470.

Nutuk Türkiye devletinin yazılan ilk tarihidir. Yazarı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yaptığı tarihi gelecekteki Türk insanına tanıtabilmek amacıyla bu kitabı kaleme almıştır. GÜNEŞ, İhsan, “1923 Seçimleri”, 70. Yılında Ulusal ve Uluslararası Boyutlarıyla Atatürk’ün Büyük Nutuk’u ve Dönemi, Der. ve Yay. Haz. Gül E. Kundakçı, ODTÜ Yayınları, Ankara 1999, s.113-131.

Navigation menu

Criticizing certain predominant ideas among the Ottoman populace regarding the continued existence of the Ottoman state, particularly about favoring being either an American or British protectorate, he explains his rejection to such ideas and puts forward his reasoning for the founding of a Turkish state:

Mustafa Kemal Paşa’nın başka eserleri de olmasına karşın Nutuk, hem üslup hem de içerik açısından diğerlerine göre daha ön plana çıkmış ve başta tarihçiler olmak üzere, birçok siyaset bilimci, sosyolog, edebiyatçı ve felsefeci gibi özellikle sosyal bilimciler tarafından incelenmiş ve araştırma konusu olarak ele alınmıştır. Nutuk için “Atatürkçü düşünce sisteminin temeli” olmaktan “Kemalist ihtilâlin klasik bir anlatımı”na ve “siyasî bir vesika”ya, “Türkler için bir iftihar destanlığı”ndan bir “hesaplaşma”, “1926’daki temizlik hareketini haklı çıkarma girişimi” olmaktan “yakın tarih müdafaanâmesi, bir iddia ve ithamnâme”liğe kadar çeşitli uçlarda değerlendirmeler yapılmıştır. Bu tanımlama ve değerlendirmelerin hemen hepsi belli gerekçelere dayanmakta ve belli bakış açılarını yansıtmaktadır. Nutuk’un dönemin bütün olaylarına değinen klasik bir tarih kitabı olmadığı gerçeğinin yanı sıra klasik mânada bir hâtırat olmadığı da açıktır. Nutuk’taki görüşler dış dünyanın da ilgisini çekmiştir. İlk duyumlar İngiliz Dışişleri Bakanlığı’na 30 Mart 1927 gibi erken bir tarihte ulaşmıştır. Türk İstiklâl Harbi esnasında Yunanistan’ı desteklemiş olan İngilizler kendilerine yönelik suçlamaları veya tavrı merakla bekliyorlardı. İngiltere’nin İstanbul büyükelçiliğinden gönderilen raporda Nutuk’un daha ziyade iç politikaya yönelik olduğuna dikkat çekilerek eğitici yönü ön plana çıkarılmıştır. İngiliz diplomatların Nutuk’u değerlendirirken Türkiye’nin özel şartlarının dikkate alınması gerektiğinin farkında oldukları anlaşılmaktadır. Avusturyalı diplomatlar da Nutuk’a dair değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Avusturya büyükelçisi 15 Kasım 1927’de başbakanı Seipel’e gönderdiği raporunda Nutuk’un ciddi siyasî gerekçeler dolayısıyla bir hâtıratta söylenebilecek pek çok şeyi dile getirmiş olduğuna dikkat çekmiştir. Avusturya basını ise “Yeni Türkiye Nasıl Gerçekleşti? Anadolu Devriminin Organizasyonu” başlığı ile okuyucularına Nutuk’u haber vermişti. Mustafa Kemal Atatürk’ün yoğun bir çalışma neticesinde bir araya getirdiği ve 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın İkinci Büyük Kurultayı’nda, altı günde toplam 36 saat 31 dakikada okuduğu bu ölümsüz eseri, Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919’dan başlayarak 1927’ye kadar olan dönemi, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin işgalden kurtuluş ve kuruluş sürecini anlatan, dönemin en yetkili kişisinin kaleme aldığı çok kıymetli bir siyasi belge ve tarihi kaynaktır.

Nutuk, belgeleri sayesinde, Atatürk'ün tarihçi kimliğini de ortaya koymaktadır. Atatürk, yaşanılan olaylarla ilgili kayıtlı belgeleri toplamış ve Nutuk'u yazarken bu belgelere dayanarak icraatlarını özetlemiştir. Nutuk, Gençliğe Hitabe ile sona erer. Ata'nın Okuduklarından: Outline of History". 28 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi: 2 Eylül 2015. Ocak 1928 tarihinde alınan bir kararla Türkiye'de sınıflara, okutulan kitaplara ve önemli eğitim kurumlarına konulmuştur. [2] I. Dünya Savaşı nihayete erdiğinde Mondros Ateşkes antlaşması imzalanması ile vatan topraklarını paylaşılacaktı. Fakat duruma el koyan Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak milli mücadelenin temellerini attı. 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılmasına önder olan Mustafa Kemal Meclis tarafından da Hükümet Başkanı seçildi. 5 Ağustos 1921’de yine Meclis tarafından Başkomutan seçildi. Sakarya Savaşı’nın kazanılmasındaki büyük emeklerinden dolayı Gazilik unvanı ve Mareşallik rütbesi ile şereflendirildi. 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı koltuğuna oturdu. 1934 yılında Gazi Mustafa Kemal’e meclis “Atatürk” soyadını lâyık gördü. Bu kelimelerimle, milli yaşamı son bulmuş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilimin en son ilkelerine dayanan, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.”

anayasamız 1921 Anayasası yürürlüğe girdi. Padişahlık sona erdi. Vahdettin Efendi İngiliz zırhlısı ile ülkeyi terk etti. Abdülmecit Efendi halife seçildi fakat bu durum Lozan Konferansı için ikilik yarattı. Böylece halifelik kaldırıldı. DUMONT, Paul, Atatürk’ün Yazdığı Tarih: Söylev, Yeni Gün Haber Ajansı ve Yayıncılık A.Ş., İstanbul 1997. Uzun, Hakan. Atatürk'ün Nutuk'unun İçerik Analizi. Hacettepe University. pp.142–149. (PhD Thesis) (In Turkish) Hilafetin kaldırılması, saltanatın kaldırılması ve cumhuriyetin ilanı ülkede isyanlara ve karışıklıklara neden oldu. Hatta içlerinde Mustafa Kemal'in en yakın silah arkadaşlarının da yer aldığı bir grup Mustafa Kemal'e suikast girişimi düzenledi. Bu suikast başarısızlıkla sonuçlandı. Atatürk'ün yetiştiği dönemde kullanılan söz dağarcığı ve cümle yapısı bakımından ulusal edebiyat devrinin temsil ettiği dildir. Klasik Osmanlıcaya göre oldukça sadeleştirilmiştir. O devirde kullanılan Arapça ve Farsça sözcükler ve bu dillerden alınan kurallarla oluşturulan tamlamalar, devlet dilinde kullanımından dolayı Nutuk'a girmiş sözcükler nedeniyle dili günümüze göre oldukça ağırdır. Dil kullanılırken anlatılan duruma göre bazen kısa ve keskin tümceler bazen de uzun ve hareketli söyleyişlere yer verilmiştir.Nutkun gayesini bizzat Atatürk, “senelerden beri devam eden ef‘al ve icraatımızın millete hesabını vermek” şeklindeki ifadeleriyle açıklamaktadır. Ayrıca nutkun öncelikle “inkılâbımızın anlaşılmasında tarihe medâr-ı sühûlet olma” maksadına yöneldiğini, bununla birlikte mâzi olmuş bir devrin hikâyesinde “millet için, gelecek nesiller için dikkat ve teyakkuzu davet edebilecek bazı noktaları tebârüz ettirmek” çabası içinde olduğunu da belirtir. Atatürk’ün bilhassa İstiklâl Harbi sırasında yaşananları bir bütün halinde millete aktarmak isteğini, bunu gelecek nesillere ve Cumhuriyet tarihine karşı yerine getirilmesi gereken bir vazife olarak gördüğünü daha Cumhuriyet’in ilânının ertesinde dile getirdiği bilinmektedir. Cumhuriyet gazetesi başyazarı Yunus Nadi’ye 7 Nisan 1924 tarihinde verdiği mülâkatta, “... İstanbul’u terkettiğim güne tekaddüm eden vaziyetleri ayrı bir safha olmak üzere o günden bugüne kadar cereyan eden vekāyiin mazbut ve mahfuz olan vesâikini tasnif etmek suretiyle hâtıratımı yazmak niyetindeyim. Bunu yapmayı nesl-i âtî için, Türk Cumhuriyeti tarihi için bir vazife telakki ediyorum” şeklindeki sözleri bu duruma işaret eder. Bununla birlikte nutkun verildiği tarih göz önüne alındığında siyasî sebepler de söz konusu edilebilir. İstiklâl Harbi’ndeki silâh arkadaşlarıyla yolların ayrılması ve bunların önemli bir kısmının yer aldığı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması, ardından İzmir suikastının yarattığı gerilim, İstiklâl Mahkemesi yargı ve uygulamaları hakkındaki iç ve dış eleştirilerin verdiği rahatsızlık karşısında yapılanların izahı ve savunulması gereği de öne çıkarılmış olmalıdır. The third proposal was to deliver the country by allowing each district to act in its own way and according to its own capability. Thus, for instance, certain districts, in opposition to the theory of separation, endeavoured to remain an integral part of the Empire. Daha açık bir ifadeyle Nutuk, genel olarak Takrir-i Sükûn Kanunu’nun etkisinin hissedildiği; özel olarak ise Şeyh Sait Ayaklanması’nın, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kapatılmasının ve Mustafa Kemal Paşa’ya İzmir’deki suikast girişiminin izlerinin bulunduğu bir dönemde okunmuştur. Her işin başında yalnız kendisini gösterdiği yolunda eleştirilere mâruz kalan Atatürk, “Gerçi asıl olan millettir, hey’et-i içtimâiyyedir. Onun da irâde-i umûmiyyesi mecliste mütecellidir. Bu her yerde böyledir. Fakat fertler de vardır” diyerek meclisin memleket ve devlet işlerini fertlerle, şahıslarla yaptığına dikkat çeker. Devletin işlerini düzenleyen şahıs ve şahısların meydanda olduğunu kaydeden Atatürk, o şahıslardan biri olarak şahsen Hey’et-i Temsîliyye namına Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti reisi, başkomutan ve cumhurbaşkanı sıfatları ile sorumlu olduğu dönemi kastederek hizmetlerini ortaya koymuştur.

Burada devlet kurmanın zorlukları görülmektedir. Atatürk Samsun’a çıktığı anda ülkenin genel durumu; Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu topluluk savaşta yenilmiş Osmanlı Ordusu zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes imzalanmış, ulus yorgun ve bitkin bir durumda, ulusu ve ülkeyi savaşa sürükleyenler yurttan kaçmış, padişah ve halife soysuzlaşmış, kendini ve tahtını koruyacak alçakça önlemler araştırmakta, hükümet yüzsüz, onursuz, korkak, ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta, yurdun dört bir yanındaki topluluklar devletin bir an önce çökmesine çaba harcıyorlardı. Bu şekilde açıkladıktan sonra ulus egemenliğine dayanan kayıtsız şartsız yeni bir devleti kurmak için izlediği politikayı, karşılaştığı güçlükleri bunalımları ve çatışmaları anlatmaktadır. Bu haliyle Nutuk, sömürgeci devletlerin altında yaşayan uluslara kurtuluş yolunu gösteren bir yapıt özelliği taşımaktadır. Yurt ve millet sevgisi ile Cumhuriyeti kuran bir neslin yaşadıklarının birinci ağızdan anlatımı… Atatürk Nutuk’u “Gençliğe Hitabe” ile bitiriyor. İşte Nutuk’taki ve Atatürk’teki felsefeyi ortaya koyan bir başka nokta… Yazar AçıklamasıMustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta Milli Mücadele’nin başlangıç vetiresini, Samsun’a çıkışını, Amasya Genelgesi’ni, Erzurum ve Sivas Kongreleri’ni, Ankara’da meclis açılışını, cumhuriyetin ilanını ve yapılan inkılapları anlatmaktadır. Bazı siyasi olaylardan ve anlaşmalardan da bahsederek tarihin bir kısmında yazılı kaynak oluşturmaktadır. Sevr, Lozan, Montrö gibi proje ve anlaşmalardan bahsetmektedir. Galip, Özlem Belçim (2020). New Social Movements and the Armenian Question in Turkey: Civil Society vs. the State. Springer Nature. p.37. ISBN 978-3-030-59400-8. Nutuk, Atatürk üzerinde yapılacak incelemelerin 1919-1927 dönemi için olduğu kadar onun Türk inkılâbını, Cumhuriyet’i gerçekleştirirken izlediği metot için de temel kaynaktır. Nutuk’ta sözü geçen şahıslar hakkındaki hükümler için o günün ortamı göz önüne alınmalıdır. Tamamı ancak dönemin bütün bilgi ve belgeleri, şahsiyetlerin hâtıraları bir arada kullanılarak araştırmalara temel teşkil etmelidir.



  • Fruugo ID: 258392218-563234582
  • EAN: 764486781913
  • Sold by: Fruugo

Delivery & Returns

Fruugo

Address: UK
All products: Visit Fruugo Shop